Hıdırellez, baharın gelmesine ve doğanın yeniden doğuşuna istinaden kutlanan önemli bir gelenektir. 6 Mayıs’ı 7 Mayıs’a ait gece, yani Rumi takvimine göre 23 Nisan’da kutlanan bu bayram, Hızır (Hz. Hızır) ve İlyas (Hz. İlyas) peygamberlerin buluştuğuna inanılan bir zaman dilimine dayanır.
Hıdırellez, Orta Asya’dan Anadolu’ya ve Balkanlar’a kadar uzanan eski bir bahar bayramıdır. İslamiyet öncesi Şamanistik inançlardan izler görülürken, İslam ile Hızır ve İlyas peygamberlerin buluştuğu bir kutlama olarak şekillenmiştir.
Hızır, uzun ömürlü bereket ve yardım getiren bir şekil olarak kabul edilir; İlyas ise denizlerin ve fırtınaların koruyucusu olarak bilinir. İkisinin buluştuğu bu gece, doğanın canlanması ve bolluk getirmesiyle ilişkilidir.
İnsanlar, Hıdırellez gecelerinde ıdileklerini kağıda yazar veya bir bez parçasına sarar ve gül ağaçlarına asar. Sabah erkenden bu dilekler suya atılır, böylece gerçekleşeceğine inanılır.
Hıdırellez’in sembolü gül ağacıdır. Dilekler genellikle gül dallarına asılır veya ağaçların etrafındaki törenler sunar.
Bolluk ve sağlık için ateş yakılır, insanlar bu ateşin üzerinden atlar. Bu ritüel, kötülüklerin yakılarak uzaklaştırılmasını simgeler.
Aileler ve komşular bir araya gelerek aralıksız piknik yapar, müzik ve dansla günü kutlar.
Bölgelere göre farklılık gösterse de, Hıdırellez’de genellikle helva, börek ve çeşitli tatlılar hazırlanır.
Hıdırellez, Orta Asya ve Anadolu’nun yanısıra Balkanlar’daki Türk topluluklarında (Bulgaristan, Romanya, Yunanistan gibi) yaygın olarak kutlanır. UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alması da, kültürel çeşitlilik açısından önemli bir yere sahiptir.
Türkiye’de birçok yerde toplu kutlamalar olsa da İzmir Tepecik Roman mahallesinde çok farklı bir atmosfer oluşturur Hıdırellez.