Dara’daki Gizemli Toplu Mezar
Dara’daki Gizemli Toplu Mezar

Dara’daki Gizemli Toplu Mezar

Dara Antik Kenti’nin Toplu Mezarı: Yeniden Dirilişin İzinde

Mardin kentinin yaklaşık 30 kilometre güneyinde, Oğuz köyünde yer alan Dara Antik Kenti, Mezopotamya’nın en önemli yerleşim merkezlerinden biri olarak bilinir ve “Mezopotamya’nın Efesi” olarak anılır. Bu kadim şehir, özellikle nekropol (toplu mezar) alanıyla dikkat çeker; buradaki “Büyük Galeri Mezar” dünyada eşine az rastlanan bir yapıdır.
Dara Antik Kenti, MS 505 yılında Doğu Roma İmparatoru Anastasius tarafından Sasanilere karşı bir garnizon kenti olarak kurulmuş, Mezopotamya platformu ile Tur Abdin Dağları’nın kesiştiği yerde yer alır. Ancak Dara’yı benzersiz kılan, kentteki kaya kütlelerine oyulmuş etkileyici nekropol alanıdır. Bu alanda bulunan “Büyük Galeri Mezar”, hem mimarisi hem de ardındaki hikâyeyle adeta büyüleyici bir zaman kapsülü gibidir.
MS 573 yılında Sasanilerle Romalılar arasında yaşanan büyük bir savaşta binlerce Roma askeri ve insan hayatını kaybettii. MS 591’de sürgünden dönen Romalılar, savaş meydanında yitip giden yaklaşık 3.000 kişinin kemiklerini tek tek toplayarak bu galeri mezara yerleştirdi. Bu mezar, sadece bir gömü alanı değil, aynı zamanda derin bir inancın devamıydı: “Yeniden Diriliş” inancı. Hıristiyanlık ve Yahudilikte önemli bir yere sahip olan Eski Ahit’teki Hezekiel Peygamber’in (Hezekiel) “ruhlara nefesler vererek ölüleri diriltme” mucizesine dayanarak, bu kemiklerin bir gün yeniden diriltileceğine inanılıyordu.
Mezarın girişinde yer alan kabartmalar, bu inancı bir şekilde gözlerin önüne serer. Kabartmalarda, Hezekiel’in ölüleri diriltme sahnesi, bitkisel motifler, kanatlı figürler ve hatta Zerdüştlükten Hıristiyanlığa, orijinli İslam tasavvufuna uzanan servi ağacı sembolü yer alır. Bu semboller, Dara’nın farklı kültür ve inançların kesişim noktası olduğunu kanıtlamaktadır.
Büyük Galeri Mezar, ana kayaya oyularak üç katlı bir yapı olarak inşa edilmiştir:
Üst Kat : Ritüel sahnelerinin sergilendiği bir alan olarak kullanılmıştır.
Orta Kat : Tonozlu mezarın gizemli bölümlerinden biridir. Din adamları ve önemli kişiler için ayrılmış sanduka mezarları burada bulunur.
Alt Kat : Yüzlerce insana ait kemiklerin toplandığı alandır. 2009-2010 yıllarında Mardin Müzesi tarafından yapılan kazılarda, bu katmanda 3.000’den fazla kişiye ait kemikler, kandiller, su kapları ve gözyaşı şişeleri gibi eşyalar ortaya çıkarılmıştır.
Mezarın girişi, kapatılarak koruma altına alındı ve ziyaretçiler için bir yürüyüş platformu oluşturuldu. Bu sayede kemikler ve kabartmalar görülebilirken, alana mistik bir atmosfer kazandırıldı. Antropolojik incelemelerde, bu kemiklerin sahiplerinin ortalama 45 yaşında ve 1.400 yıl boyunca burada muhafaza edildiği ortaya çıkmıştır.
Dara’nın nekropolü, sadece Hıristiyanlara değil, farklı inançlara da ev sahipliği yapıyor. Süryani, Zerdüşt ve Müslüman mezarları bir arada bulunmaktadır. Örneğin 1870 Rus-Çeçen Savaşı’ndan kaçarak Dara’ya sığınan ve olası hastalıklar nedeniyle ölen Çeçenlere ait mezarlar da bu alanda yer alır. Ayrıca, kentte yaşayanlar tepede, 14.-15. yüzyıla tarihlenen bir kümbet bulunmaktadır.
Süryaniler, bugün halen devam etmekte olan “Kutsal Cumartesi” çalışmalarını bu alanda Eski Ahit’ten bölümler okuyarak yeniden diriliş ritüellerini sürdürümektedirler. Bu, Dara’nın somut olmayan kültürel birikiminin bir parçası olarak, binlerce yıllık bir inancın canlı kanıtıdır.
Dara Antik Kenti’ndeki galeri mezarı, 2017 yılında restore edilerek ziyarete açılmıştır ve dünyada başka bir örnek olmayan bu yapı, inanç turizmi açısından büyük bir çekim merkezidir. Mezarlar, kaya mezarları, lahit tipi mezarlar ve basit sanduka mezarları olmak üzere üç farklı tipte olanlardan çıkar. Pagan ve Mitra kültürlerinde “yeniden doğuş” inancıyla kayalara gömülen ölüler, Dara’nın çok kültürlü yapısını yansıtırlar.
Mardin merkezden yaklaşık yarım saatlik bir yolculukla ulaşılabilen Dara, taş evler, sarnıçlar, kiliseler ve çarşı gibi diğer kalıntılarla da büyüleyici bir deneyim sunuyor.
Dara’nın toplu mezarı, sadece arkeolojik bir kalıntı değil, aynı zamanda insanlığın inançları, savaş ve umut dolu hikayelerinin bir parçasıdır. Bir yıl önce yaşanmış insanların kemikleri, onların yeniden dirildiğine olan inancıyla birleştiğinde, yönetile hem hüzünlü hem de hayranlık uyandıran bir atmosfer sunar. Dara’ya giden yol düşerse, bu galeri mezarının gölgesinde, tarihin fısıltılarını dinlemeyi unutmayın.
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir